Header Ads

Yeni Çıktı
recent

Kentsel Dönüşüm ve TOKİ

  Merhaba sevgili blog takipçilerim, bugün uzun zamandır yazmak istediğim bir konu hakkında yazmak istiyorum; kentsel dönüşüm adı altında yapılan bilinçsiz yapılaşmalar...

Karakoçan toki  Yaklaşık on aydır görev yaptığım Elazığ iline bağlı olan Karakoçan ilçesinde TOKİ konutlarında oturuyorum. TOKİ adı altında yapılan ve tamamen bilinçsiz olan yapılaşmanın sıkıntılarını sizlerle paylaşmak istedim. Bu konu hakkında yazmayı zaten uzun zamandır düşünüyordum ve işin açıkçası TOKİ konutlarında oturduğum süre içerisinde yaşadığım sıkıntılarda tuzu biberi oldu. Nereden başlasam acaba? Konutların imalatında yapılan sayısız uygulama hatalarından mı? Yoksa, bu imalat hatalarını göz göre kabul eden ve onay verirken hiç vicdan azabı çekmeyen teknik personelden mi? Yoksa, orada yaşayacak olan halkın sosyolojik durumunu tamamen göz ardı ederek Türkiye'nin her yerine tek tip proje uygulayan Toplu Konut İdaresi Daire Başkanlığından mı?
  Geçtiğimiz senelerde büyük bir deprem yaşayan Karakoçan ilçesinde binalarda meydana gelen çeşitli yapısal problemler nedeni ile bazı yöre halkının konutları oturulamaz hale gelmiş ve devletimiz sağ olsun bu insanlara yardım amaçlı toplam dokuz Bloktan oluşan deprem konutları inşaa etmiş. Devletin kendi halkına sahip çıkması ve onlar için yaşam alanları oluşturması gerçekten çok güzel yani bu noktaya kadar hiçbir sıkıntı yok fakat işin uygulama ve denetleme mekanizmasında ciddi sıkıntılar var!
  Ben mesleğimle ve şuan çalıştığım departmanla bire bir ilgili olduğu için ilk olarak işin uygulama ve denetleme aşamasından bahsetmek istiyorum.


toki Yapısal problemler henüz binaların peyzaj aşamasından başlıyor, çökmüş ve çukurlaşmış bir yol, kırılmış ve işin henüz yapım aşamasın da bile yerine hiç oturmamış parke taşları! Bu işin uygulama aşamasında sanırım sahada peyzajdan ve çevre düzenlemesinden anlayan kimse yoktu! Hadi uygulama aşamasında sahada olmayan arkadaşımız kabul ve teslim aşamasında neredeydi? Eğer oradaysa bu işi nasıl kabul etti? Sanırım kördü! Bunları görerek binaya doğru ilerliyoruz...

   Merdivenlerden adımınızı atmamızla birlikte, altına muhtemelen toprak dolgu yapılmış ve binaya demir donatı ile hiçbir şekilde bağlanmamış olan, yapıdan ayrılmış bir merdiven parapeti göze çarpıyor. Merdiven sahanlığı da binadan komple ayrılmış durumda ve bağımsız çalışıyor, bozuk olan ve hiç kapanmayan dış kapıdan geçtikten sonra, haftada en az 1 defa yangın alarmı veren bozuk dedektörlerin bozuk ana ekranını görüyoruz, hemen üzerinde 10 aydır hiç yanmayan (muhtemelen işin teslim aşamasında da hiç yanmıyordu) hareket sensörlü aydınlatmayı görüyoruz! Daha bitmedi, apartmanın içerisinde merdivenlerden çıkarken yine hiç çalıştığını göremediğim elektrik kesintilerinde devreye girmesi gereken, bozuk veya elektrik hattına hiç bağlanmamış olan ışıldakları görüyoruz (koca apartmanda hiçbiri çalışmıyor!) Sanırım bu şantiyeye demir donatıdan anlayan bir mühendis veya mimar da hiç uğramamış! Elektrik tesisatından anlayan bir tekniker de!
toki işçiliği

   Evet sıra geldi evin kapısından girdikten sonra karşılaşacağımız manzaralara! Bu noktada hem mesleğim gereği hassasım hem de içeride bir insan yaşayacağı için vicdanen hassas olmak zorundayım. Kapıyı açar açmaz çatıda gerçekleşen sızıntı nedeni ile tavanda nemlenme ve boya döküntüleri oluşmuş durumda, koridora henüz varmadan hemen sağda salondaki soba bacasını görüyoruz, buda dandik işçilik nedeni ile duman sızdırmış! Evin içindeki is boğazı yakar durumda ve kokuda çok rahatsız edici, buradan çıkıp koridora gidiyoruz ve birkaç hafta sonra muhtemelen yerinden düşecek olan süpürgelik gözümüze çarpıyor, başımızı kaldırdığımızda henüz montajı yapılırken bu vaziyete gelmiş olan kapı pervazını görüyoruz!
  Henüz bitmedi son olarak, ıslak hacimlere gelelim. Kırık bir şekilde duvara yapıştırılmış olan seramik, gelişi güzel şekilde silikon çekilmiş olan bir menfez kapağı ve ilk gördüğümde ağzımı açık bırakan bu ayna! Düşmesin diye duvara koli bandı ile yapıştırılmış! Yatak odasındaki sıva çatlakları da en küçük problemlerden biri!
toki hataları   Bunlar tamamen benim mesleki bilgilerimle belirlediğim hatalar, gelelim işin sosyolojik boyutuna. Bir sosyolog değilim ama bu kadar basit bir şeyi düşünmek için de sosyolog olmaya zaten gerek yok. Burada yaşayan halk kırsal kesim halkı ve ekmeklerini tarım-hayvancılık sayesinde kazanıyorlar, bu insanlar koyun besliyor, bu insanlar tavuk besliyor, bu insanlar bostanda sebze meyve yetiştiriyor, yani insanların yaşam tarzı bu ve bu insanları apartman dairesine tıkıp ''Hadi sen burada yaşa'' diyemezsiniz. Derseniz işte bu manzaralar ortaya çıkar. Fakat bu insanların hiçbir suçu yok, çünkü onlar mutlu oldukları ve alıştıkları köy hayatını ister istemez apartman hayatına taşımak istiyorlar ve ortaya böyle bir kültür karmaşası çıkıyor, apartman girişinde tavuk kümesleri, park alanlarında bostanlar, apartman dışında birikmiş kışlık yakacaklar ve kazan dairesinde biriktirilen tezek! İşin garip yani her blokta 16 daire var ve maksimum 4-5 tanesi dolu, kalan daireler boş yani insanlar oturamıyorlar! Çünkü ne işçiliği işçilik nede bu insanlar bu yaşam tarzına alışkın.
toki inşaat
  Şimdi bu makaleyi sabırla okuyan herkese sormak istiyorum, insanların oturamadığı, yaşam tarzlarına hiç uymayan, tüm bu kültürel ve sosyolojik gereksinimleri karşılasa dahi bu kadar rezil bir işçilikle imal edilen ve hiç rahatsızlık duyulmadan müşavir firma tarafından teslim alınan bu projeler, harcanan bu kadar para, verilen bu kadar emek, yazık değilde nedir? Bu binaları kimse denetlemedi mi? Denetleyenler inşaat işinden hiç mi anlamıyorlardı? Ülkemizde, her konuşmaya başladığında din politikası yapan bir çok bürokrat burada yapılan haksızlığa, nasıl göz yumuyor? Burada yapılan kul hakkı değildir de nedir? İşi bilen insanların gözünde 50.000 TL bile etmeyecek bu binaları 110.000-120.000 TL ye Kentsel Dönüşüm adı altında allayıp pullayıp nasıl satıyorlar? Gerçekten merak ediyorum.
  Varoşlar ya da kırsallar bu şekilde çirkin ve kalitesiz beton yığınlarına dönüşecekse bırakın varoşlarımız varoş, kırsallarımız da kırsal kalsın.

1 yorum:

  1. SEVGİLİ MEHMET BEY SİZİN YAŞADIKLARINIZI MALESEF TÜRKİYENİN BİRÇOK YERİNDE YAŞAYAN ZAVALLI İNSANLAR DEMEK İSTEMİYORUM AMA MAALESEF YAŞANIYOR. BU RANT KAVGASI TÜRKİYEDE OLDUĞU MÜDDETÇE DAHA NELER GÖRECEĞİMİZİ HİÇTE MERAK ETMİYORUM. ÇÜNKÜ BİLİYORUM Kİ DAHA KÖTÜLERİNİ DE GÖREBİLİRİZ. ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN. SAYGILARIMLA.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.