Karşı Tarafı İkna Etmenin 4 Yolu

İnsanlar arası ilişkilerin belki de en önemli unsurlarından birisi de şüphesiz
ki insanların birbirlerini herhangi bir konuda ikna etmeleridir diyebiliriz. İkna
herhangi bir konuda bir kişinin diğer kişiyi kendi çizgisinin doğruluğuna
inandırmasıdır diyebiliriz.
İkna
etmek şüphesiz kolay bir konu değildir. Bir kişinin diğer bir kişiyi ikna
edebilmesi için öncelikle ikna edecek olan kişinin o konuda haklı olması ve
kişilik olarak ta güvenilir olması şarttır.
Eğer
bir kişiyi herhangi bir konuda ikna etmek istiyorsanız öncelikli olarak aşağıda
saydığım unsurları yerine getirmiş olmalısınız.
1 Kişiliği Oturmuş Olmak
Eğer değişken bir kişiliğe sahipseniz, kararlarınızı alırken sürekli farklı
farklı kararlar veriyorsanız, kısacası her ortama uyarım, benim için fark etmez
modunda bir davranışsal tutum sergiliyorsanız bu genellikle ikili
ilişkilerinizde ikna etme kabiliyetinize sekteye uğratacaktır.
Çünkü
iyi bir ikna edicinin kişiliğinde tutarlılık ve oturmuş bir kişilik mutlaka ki
ön plana çıkacaktır.
İyi
bir ikna edici genellikle çevresine güven vermiş, söyledikleriyle yaptıkları
tutarlı, vücut dilini, ses tonunu, bakışlarını çok iyi kullanan istikrarlı bir
kişidir.
Bazen
satıcılar çok kısa sürede tanıştıkları insanları bile çok kısa sürede ikna edip
ürünlerini satabilmektedirler.
Bunun
başlıca nedeni karşısındaki kişinin ne satın almak istediğini veya neyi satın
almaya yatkın olduğunu çok kısa sürede anlamış olmalarıdır.
Mesleki
yaşantıları boyunca bir çok insana satış yapan insanlar genellikle kime, neyi,
nasıl satacaklarını da çok kısa sürede analiz edebilmektedirler.
Öyleyse
çevresinde doğru, dürüst ve güvenilir olarak tanınan insanların ikna edebilme
kabiliyeti de o oranda yüksek olacaktır diyebiliriz.
Oysa
yalan söyleyen bir satıcı aynı kişiyi ikinci defa ikna etmeye çalışsa bunu çok
ta kolay başaramaz.
2 İkna Etmek İstediğiniz Konuda Haklı Olmak
Eğer bir kişiyi herhangi bir konuda ikna etmek istiyorsanız ikna edeceğiniz
konuda haklı olmalısınız.
Haklı
olmadığınız bir konuda ikna etmeniz hiçte kolay olmayacaktır. Siz doğru
olduğunu bilseniz ve karşı taraf buna inanmıyorsa dahi siz doğrudan vazgeçmeyin
(Ancak inandığınız şey gerçekten mutlak doğru olmalı. Size göre doğru olması
yeterli değil).
Haklı
olduğunuz konuya hakim olmanız ikna etmenizi kolaylaştıracaktır. Zira ortaya
bilgi koymak, bu bilgiyi delillendirmek ve bunu iyi ve doğru bir şekilde
anlatmak ikna ediciliğinizi üst boyutlara çıkaracaktır.
Yine
satıcı örneğinden gidecek olursak bugün satıcıların toplumda imaj olarak yalan
söyleyen olarak algılanmasının en büyük nedeni sattıkları ürünü çoğunlukla
olduğundan daha üstün göstermeye çalışmaları ve tüketicinin de bunu fark ettiği
anda büyük hayal kırıklıklarına uğramasıdır.
Oysa
kurumsallaşmış sağlam şirketlerde satıcı odaklı satış yerine ürün odaklı bir
yaklaşım benimsenmekte ki bunun en büyük örneği ünlü Japon otomotiv firması
Toyota ve İsveç otomotiv şirketi Volvo’dur. Her iki şirkette müşterilerine
yüksek güvenlik ve sağlamlık vaat ederler ve araçları gerçekten bu nitelikleri
taşıdığı için de tüketici her iki markaya da güven duymaktadırlar.
Öyleyse
ne vaat ediyorsanız veya savunduğunuz konu ile o konuyu ifade biçiminiz
arasında bir tutarsızlık olmamalıdır. Zira sizin karşınızdakini yanıltmanız
durumunda bugün en cahil insan bile bir süre sonra ortada ters giden bir şey
olduğunu er geç anlayacaktır.
3 Karşı Tarafı İyi ve Doğru Analiz Etmek
İkna edeceğiniz kişiyi veya topluluğu doğru analiz etmeniz, onların
ihtiyaçlarını ve isteklerini iyi bir şekilde belirlemeniz ve bu ihtiyacı tam
onların istediği şekilde karşılarına çıkarmanız ikna ediciliğinizi artıracak
unsurlardan sayılabilir.
Eğer
siz karşı tarafın bilinç olarak hazır olmadığı bir konuda kendisini ikna etmeye
çalışırsanız ve bu iknayı inada bindirirseniz çok ters bir tepki almanız
kaçınılmazdır.
Alacağınız
tepki bazen tamir edilmesi kolay olmayan sonuçlar doğurabilir.
Öyleyse
karşı tarafın hazır bulunuşluluğuna bakmak, onun neyi anlayıp anlayamayacağını
önceden kestirmek ve somut bilgiye dayalı bir ikna etme yöntemi başka
yöntemlere göre her zaman daha etkili olacaktır.
Elinizde
elle tutulur, gözle görülür veya delillendireceğiniz bir bilgi yoksa, sadece
sloganlarla, sadece sözlerle verilen vaatler veya ikna çabaları sonuç
vermeyecektir.
Siz
haklı olsanız da, doğru söyleseniz de sözler her zaman hareketin gerisinde
kalır. Bir de uygun zamanlamayı beklemek burada önemlidir.
Zira
zamanın uygun bir zamanda olmaması, yorgun olmak, enerjinizin düşük olduğunu
hissettiğiniz anlar karşılıklı görüşme ve ikna açısından negatif etkiye
sahiptir.
4 Doğru Bir Vücut Dili Kullanma
İletişimin hangi çeşidi olursa olsun doğru bir vücut dili kullanmak sizi
başarıya götürecek temel unsurlardandır. Kullandığınız jest, mimik, bakışlar,
el ve kol hareketleri, vücut hareketleri doğru kullanıldığında ikna etme
sürenizi kısaltacak ve ikna ediciliğinizi de o oranda artıracaktır.
Eğer
bütünlük arz etmeyen, uyumsuz bir vücut dili kullanırsanız haklı olduğunuz bir
konuda bile ikna etmeniz güçleşir.
Örneğin
başınız önde, suratınız asık, omuzlar çökmüş, bitkin bir halde karşı tarafa ne
anlatabilirsiniz ? Anlatsanız da karşı taraf sizin söylediklerinizden ne kadar
ikna olur bilinmez ama vücut dilinin açık ve uyumlu olması, gülümseyen veya
pozitif bir surat, yüz ifadesi hem size hem de karşınızdakine güven verecektir.
Bu
aranızda pozitif bir sinerji oluşmasına neden olacaktır. Zaman zaman ses
tonunun alçalması, yükselmesi, bakışlardaki seni anlıyorum mesajı, kolların
ağızdan çıkan ifadeleri destekler tarzda senkronize olması, dik bir duruş ile
bunun tersini gözünüzün önüne getirin.
Sizce
hangisi başarılı olur ? Sonuç olarak iyi bir hitabet yeteneğiniz olması ancak
sıkı bir çalışma ile olur.
Eğer
iyi bir hitabet gücü elde etmeye başlarsanız göreceksiniz ki vücut dilinizde
bir süre sonra buna adaptasyon sağlayacaktır diye düşünmekteyim.
Hiç yorum yok: